Merhaba Sevgili Voleybol Severler,
Haftanın maçının teknik yorumunu Osman Uraner yapacağı için hiç oraya girmiyorum.
Hayır anlamadığım için değil de (tamam, yalan söylüyorum, aramızda kalsın lütfen! 😀 ), şimdi hoca varken bana tribünden izlemek ve oradan bakmak düşer ki, bu daha keyifli. Hem çay da var …
İşin kolayına kaçıyorum, bu da aramızda lütfen 🤫😉
Efendim, hafta içinde oynanan Scandicci maçından sonra VakıfBank – Galatasaray HDI Sigorta maçının çok ortada olacağını düşünmüştüm. VakıfBank 3-1 alsa da maç ortada idi bana göre. Sürekli oyuncu değiştirip başımızı döndüren Guidetti, bu kez gayet az değişiklik yaparken, Ataman Güneyligil’in Alesia yerine Cansu ısrarını sanırım Alesia da benim kadar anlamamış. Bakınız son set oyuna giren Alesia’nın yüz ifadesine!
Çok mu gerek var her maç aynı şey yapmaya? Rakip VakıfBank ve Anthi tek köşe hücumcu oynadığını biliyor. Böyle olunca VakıfBank bu ikramı geri çevirmedi …
Sanki misafir değil de ev sahibi takım, umduğunu değil de bulduğu Galatasaray’ı karşısında görünce ‘hay hay efendim’ dedi. 😊
Alınan puanlardan çok, ligin normal bölümü takım uyumu, eksikleri görme-giderme, play off’ taki muhtemel rakiplerine küçük bir göz dağı verme, ‘böyle yaparsan acımam!’ deme gibi bir sürü psikolojik taktik ve üstünlük savaşlarının yaşandığı süreçtir. Biraz güç gösterme, güç tartma süreci de diyebiliriz ligin normal bölümü için.
Guidetti ve VakıfBank önemli bir rakibine karşı önemli bir maçı kazandı. Bu arada Zehra ve Aslı’ya kocaman tebrikler. Zehra bu maç skora çok büyük katkı yaptı. Aslı ise en iyi sezonunu geçiriyor. Milli Takım’da Aslı olur mu? Olursa top taşımak dışında bir şey yapar mı? Çok emin değilim. Eda ve Zehra ile birlikte Aslı, Yasemin ve Beyza da performans olarak orta oyuncu bölgesindeki (Milli Takım’daki) eksikliği dolduracak seviyede oynuyor, oynadıkça da yukarı çıkıyorlar.
VakıfBank maçı kaybedecek de Cansu intihar edecek diye çok korktum. Maçın son setinde idi sanırım bir sayı aldı Galatasaray, Cansu Üsküdar’dan kendini denize atacak sandım, Allah korusun 😱
Yapma be çocuğum! Sevincini de üzüntünü de izlerken maçtan oluyoruz. Maçı kaçırıyoruz! Şu ikisinin bir olurunu bulsan mı? Hırs değil bu! Gayri ihtiyari kendini ispat etme derdi ise yine çok gereksiz. Sanırım voleybol psikolojisi ayrı bir dal olursa bir gün, Cansu ve birkaç tane daha genç kardeşimizin bu maç içi davranışlarından doktora tezi çıkar.
Ve Çağla ve de genel olarak Türk pasörlerin (Naz dahil) işlerini garantiye almak için sürekli aynı iki kişiye pas atması oyunu takımdan alıp köşelere veriyor.
Eli sıcaktı diye ha bire aynı kişilere atılan toplardan, Meliha ve Güldeniz’in eli sıcakken neler yapabileceklerini ya da yapamayacaklarını bir türlü göremiyoruz 🙄.
Bu sezon iyi ya da kötü pas atsın hiç fark etmez, en çok Lloyd’u bunun için beğeniyorum. Tüm takım hücumda oluyor, hatta kendi bile.
Hadi biraz macera arayın Gamze, Çağla, Nilay, Cansu, Naz, Buse… Hadi çocuklar! Deneyin şu takımlarınızdaki herkesi hücumda! Sonra hep beraber kazanalım ya da hep beraber kaybedelim ama ‘voleybol takım oyunudur! diyebilelim.
Olmaz mı ?
Saygılarımla,
